Makineler Düşünebilir mi?
Cahit Arf'ın 1959 yılında yayınladığı makalenin günümüzce nasıl bir öneme sahip olduğu ve felsefi incelemesi.
Yazımızın ilk kısmında Türk matematikçi ve bilim insanı olan Cahit Arf’ın matematik ve entelektüel derinliğini, ayrıca yapay zeka ve makine öğrenimi konusunda düşüncelerini ve katkılarını inceleyeceğiz. Bu makaleyi podcast olarak da dinleyebilirsiniz.
1. Matematiksel ve Entelektüel Derinlik
1.1 Matematiksel Çalışmaları
Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra “Hasse-Arf Teoremi” adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırmıştır. Ayrıca Arf Sabiti ve Arf Kapanışları gibi terimleri de bulmuştur.
Cahit Arf, matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine sürekli: “Matematiği ezberlemeyin, kendiniz yapın ve anlayın.” demiştir.
1.2 Entelektüel Derinlik
Arf’ın entelektüel merakı, saf matematiğin ötesine geçerek zekânın doğası ve makinelerin potansiyeli gibi daha geniş bilimsel ve felsefi soruları kapsamıştır. Arf’ın öncelikle soyut matematik alanındaki önemli keşifleriyle tanınmasına rağmen, 1958-1959 yıllarında “Makine Düşünebilir mi?” sorusuyla yapay zeka gibi o dönemde yeni gelişmekte olan ve gelecekte disiplinlerarası bir alan haline gelecek bir konuya eğilmesi dikkat çekicidir. Bu durum, Arf’ın sadece bir uzman değil, aynı zamanda yükselen teknolojilerin ve felsefi soruların geniş kapsamlı etkilerini kavrayan bir polimat olduğunu göstermektedir. Onun bu interdisipliner yaklaşımı, yapay zeka gibi karmaşık olguları anlamak için matematik, felsefe ve mühendislik arasındaki köprülerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
1.3 “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” (1959) Çalışmasının Önemi ve Bağlamı
Bu çalışma, Cahit Arf’ın 1959 yılında Erzurum’da verdiği “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” başlıklı konferans metnini felsefi bir perspektifle incelemektedir. Arf, tarihsel bağlamda makinelerin düşünme kapasitesi tartışmasının ilk kez Alan M. Turing tarafından 1950’de açıkça dile getirildiğini, ancak bu sorunun Türkiye’de ve halka açık olarak Arf tarafından 1958–59’da ortaya konduğunu belirtmiştir.
Arf’a göre düşünen makine, şu zihinsel özelliklerle donatılabilir:
- Dil kullanabilme
- Hesaplama yapabilme
- Benzerlik kurabilme
- Eleme yoluyla çözüm üretme
Bu yetenekler, mantıksal ve analitik işlemlerle insan beynine benzer işlevleri makineye kazandırabilir. Arf, buna örnek olarak “harfleri ikili sisteme indirgemek” gibi teknik açıklamalar da yapmıştır.
Ancak Arf, insan ile makine arasındaki en temel farkın şunlar olduğunu vurgulamıştır:
- İnsanlarda bulunan estetik bilinç – örneğin bir müziği “güzel” bulabilme yeteneği
- Özgür irade
Bu özellikleri makinelerin kazanmasının çok zor olduğunu, belki de hiçbir zaman mümkün olmayacağını ifade etmiştir.
Sonuç olarak Arf, düşünen makineyi hem teorik hem de tasarım boyutuyla ele almış; insan zihniyle makinenin neden ve nasıl örtüştüğünü açıklarken, estetik ve özgür irade gibi alanlarda keskin sınırlar çizmiştir.
2. Makine Yeteneklerinin Tanımı ve İnsan Bilişiyle Benzerlikleri
Cahit Arf, makineleri yalnızca hesap yapan araçlar olarak değil; dil kullanabilen, hesap yapabilen, benzerlik kurabilen ve çıkarımda bulunabilen yapılar olarak tasavvur etmiştir. Analog ve dijital makineler üzerine verdiği örneklerle, makinelerin insan muhakemesine benzer yetenekler sergileyebileceğini göstermiştir. Örneğin, tavşan-tavuk problemi gibi matematiksel sorulara çözüm üretebilen bir makinenin, insan mantığını taklit ettiğini savunmuştur. Ayrıca, makinelerin sadece programlandıkları durumlarda değil, yeni karşılaştıkları sorunlarda da intibak kabiliyeti (İntibak:uyum sağlama, eşitleme ve dengeleme) gösterebileceğini ileri sürmüştür. Bu öngörü, makine öğrenimi ve modern yapay zekâ kavramlarının öncüsü olarak değerlendirilebilir.
Tarihsel Bağlam: Yapay Zekanın Küresel Doğuşu ve Arf’ın Paralel Katkısı
3. Yapay Zekanın Küresel Doğuşu
Yapay zekanın fark edilebilir bir çalışma alanı olarak doğuşu 1950’lerin başında gerçekleşmiştir. Bu döneme İngiliz matematikçi ve mantıkçı Alan Turing’in çalışmaları damgasını vurmuştur.
- 1950: Alan Turing, 1950 yılında, Turing Testi olarak bilinen makine zekâsı kavramını tanıtmıştır. Test, bir makinenin insanınkine eşdeğer veya ondan ayırt edilemeyen akıllı davranış sergileme yeteneğini değerlendirmek için tasarlanmıştır. Turing’in fikirleri, yapay zekânın bilimsel bir disiplin olarak gelişmesine zemin hazırlamıştır.
-
1952: Bilgisayar bilimcisi Arthur Samuel, dama oynayan bir bilgisayar programı geliştirmiştir; bağımsız olarak oyun oynamayı öğrenen ilk program olmuştur.
-
1956: 1956’daki Dartmouth Konferansı, yapay zekânın bir alan olarak doğuşu olarak kabul edilmiştir. John McCarthy, Marvin Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude Shannon tarafından düzenlenen konferans, sinir ağları ve akıllı davranışın otomasyonu ile ilgilenen araştırmacıları bir araya getirmiştir. “Yapay Zeka” terimi bu konferansta ortaya atılmış ve benimsenmiştir.
-
1958: John McCarthy, yapay zeka araştırmalarında popüler bir programlama dili olan Lisp‘i geliştirmiştir.
4. Cahit Arf’ın Türkiye’deki Paralel Katkısı
Cahit Arf, 1958/59’da Erzurum’da verdiği “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” başlıklı halk konferansında makine düşüncesi konusunu ele almıştır. Çalışması, Türkiye’deki yapay zeka tartışmalarına önemli bir katkı olarak kabul edilmektedir. Arf’ın bu katkısı, ülkemizde yapay zekâya yönelik ilk çağdaş adım olarak açıkça belirtilmektedir. Arf’ın, yapay zeka kavramlarıyla Türkiye’de proaktif bir şekilde ilgilenmesi, o dönemde doğrudan uluslararası işbirliğinden bağımsız olarak, tek bir vizyonerin ulusal bilimsel söylemi başlatmada ne kadar derin bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Önde gelen bir matematikçi olarak konumu, bu yeni yapay zeka tartışmalarına Türkiye’nin akademik ve kamusal alanlarında önemli bir ağırlık ve meşruiyet kazandırmıştır. Bu durum, temel figürlerin bir ülkedeki gelecekteki teknolojik ve felsefi gelişmeler için entelektüel zemini nasıl hazırlayabileceğini ortaya koymaktadır.
Yıl | Olay / Katkı | Anahtar Figür(ler) | YZ ile İlgisi |
---|---|---|---|
1950 | “Computing Machinery and Intelligence” (Turing Test önerisi) | Alan Turing | Makine zekâsının felsefi temelleri |
1952 | İlk bağımsız öğrenen program (dama) | Arthur Samuel | Erken makine öğrenimi |
1955 | “Yapay Zeka” teriminin ortaya çıkışı | John McCarthy | Alanın ismi resmen kondu |
1956 | Dartmouth Çalıştayı | McCarthy, Minsky, Wiener… | Modern YZ yapısının doğuşu |
1958/59 | “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” konferansı | Cahit Arf | Türkiye’den ilk YZ felsefesi bildirisi |
1959 | “Makine öğrenimi” terimi resmi YZ alanında kullanılmaya başlandı | Arthur Samuel | Makine öğrenimi alanına katkı |
Yukarıdaki tablo, 1950’lerden itibaren yapay zekâ tarihinin dönüm noktalarını ve bu bağlamda Cahit Arf’ın 1958–59’daki konferansıyla bu akıma nasıl entegre olduğunu göstermektedir.
Makalenin bu kısmında Cahit Arf’ın makinelerin düşünme kısmını nasıl ele aldığı ve ne tür bir düşünme zinciri içinde olduğu ele alacağız. Birtakım felsefi ve ortak olayları beraber ele alacağız.
“Makineler Düşünebilir mi?” Makalesine Felsefi bakış
5. Cahit Arf ve Alan Turing’in Bakış Açısı
Cahit Arf makalesinde makinelerin bir düşünce mekanizmasına sahip olup olayamacağı hakkında bir takım fikirler öne sürmüş ve çağına ve o zamanın Türkiye’sinde konuşulmasına şaşırılacak konuyu ele almıştır. Alan Turing ve benzer bilim insanlarının aksine mekanizma olarak değil de düşünce ve bilinç yapısına göre ele almıştır. Alan Turing genellikle yapay zekayı insan kadar iş yapabilecek veya insanların bilişsel gücüyle elde ettiği ve davranışsal olarak ‘‘insana yakınlaşabilir mi?’’ diye sormuştur. Cahit Arf ise makinelerin insanlar belirsiz durumlarda belirli bir karar yapısına sahip olup olamayacağı, sanatsal(estetik) olarak bir fikir belirtip belirtemeyeceği üzerine sorular yöneltmiştir. Arf ve Turing ortak olarak hesaplama mekanizmasına sahip olduğu ve insanlar göre daha hızlı işlem yapma gücüne sahip olduğunu belirtmiştir.
Ayriyeten Cahit Arf, makinelerin düşünce yapısına sahip olabilmesi için insan zihnine benzer bir yapıda olması gerektiği ve şu şekil bir şemaya halinde olmasını belirtmiştir.(sf. 99-103):
5.1 Cahit Arf ve Alan Turing’in Makine Zekası Üzerine Görüşlerinin Karşılaştırmalı Analizi
Özellik | Cahit Arf’ın Görüşü (1959) | Alan Turing’in Görüşü (1950) | Temel Farklar/Benzerlikler |
---|---|---|---|
Temel Soru | “Makine düşünebilir mi, nasıl düşünebilir?” | “Makineler düşünebilir mi?” (Taklit Oyunu aracılığıyla) | Her ikisi de makine düşüncesinin olasılığını doğrudan ele almaktadır. |
Zeka Kriteri | Dil kullanma, hesaplama yapma, açışım kurma, açıkça programlanmamış | İnsanla sohbet sırasında davranışsal olarak ayırt edilemezlik (Turing Testi) | Arf içsel yeteneklere ve yaratıcılığa odaklanır, Turing dışsal davranışa. |
Makinelerin Temel Sınırlılığı | Estetik bilinç ve özgür iradenin aktarılamasındaki zorluk | Açıklık “aşılamaz” sınırlamalar yok; teknik ilerlemeyle itirazların listesinden gelenekle odaklanmış. | Arf öznel/niteliksel ve iradi yönleri vurgular; Turing daha işlevselcidir. |
Estetik YZ’ye Bakış | Son derece şüpheci (“İmkânsız… nice aşamalar geçse bile”) | Doğrudan ele alınmamış; ancak davranışsal estetik, davranıyorsa estetik olduğu ima edilmiş | Arf’ın niteliksel insan farkına dair güçlü felsefi duruşu. |
Yaklaşım | Felsefi analiz, kavramsal açıklamalar, “aklı-selim” anlayışına vurgu | Matematiksel mantık, hesaplama teorisi, ampirik test (Turing Testi) | Arf’ın yaklaşımı daha felsefi ve sezgisel; Turing’inki daha bilimsel ve ampirik. |
6. Estetik Bilinç ve Anlama Yapısı
Cahit Arf makalesinin ilerleyen kısımlarında yapay zekanın(düşünen makineler) üzerinde belirli bir estetik ve kavrama algısı üzerine bir bakış atmıştır.
“… insan beyni ile makine arasındaki asıl fark, insan beyninin estetik mahiyette müessirleri alıp onlar üzerinde işleyebilmesi ve yine estetik mahiyette olan kararlar verebilmesine… makinede bu vasıfların benzerlerinin yok oluşudur.” diyerek yapay zekanın belirli bir tasarım ve sanatsal yapısının dönemin mevcut yapısı ile olamayacağı söylüyor. Herhangi bir sanatsal yapyı veya sözdizimini anlayamaz ve ilerleyemez demiştir. Bunun mümkünatının tek yolunun kuantum bilgisayımının kullanılarak mümkün olacağının şu cümleler belirtmiştir :zihninin “Bunlar atom içinde ceryan eden olaylardır. Bu itibarla nispeten küçük sayıda atom içinde ceryan eden olaylar böyle makinelerin işleyişinde müessir hale getirilebilirse, makinelerin estetik bakımdan da insan beynine benzetileceği ümit edilebilecektir. Böyle bir makine, mesela filân müzik parçasını güzel bulmadığını söyleyebilecektir. Fakat bu işin uzun yıllar sonra bile belki de hiçbir zaman yapılamayacağını zannediyorum.” (sf. 130)
Bu yaklaşıma benzer şekilde, yıllar sonra filozof John Searle, “Çin Odası” adlı düşünce deneyini ortaya koymuştur. Bu deneyde, Çince bilmeyen bir kişinin yalnızca bir kılavuz yardımıyla gelen Çince karakterlere uygun tepkiler verdiği bir senaryo anlatılır. Dışarıdan bakıldığında bu kişi Çince konuşuyor gibi görünse de, aslında ne söylediğini anlamamaktadır sadece sembolleri işliyordur.
Searle bu örnekle, bilgisayarların da aynı şekilde yalnızca sözdizimsel(sembol ezberleme/tanıma) işlemler yaptığını, ancak anlam (semantik) kavrayışına sahip olmadığını savunur.
Cahit Arf’ın, makinelerin estetik kararlar veremeyeceği ve sezgisel anlam çıkaramayacağı yönündeki görüşü, Searle’ın bu düşünce deneyiyle örtüşür. Her iki yaklaşımda da, makinenin gerçek düşünce ve bilinçten yoksun olduğu vurgulanır.
6.1 Cahit Arf ve John Searle’ın Düşünen Makineler Üzerine Görüşlerinin Karşılaştırması
Konu Başlığı | Cahit Arf | John Searle |
---|---|---|
Temel Soru | Makineler estetik bilinç geliştirebilir mi? | Makineler anlamı gerçekten kavrayabilir mi? |
Yaklaşım Türü | Felsefi, estetik, sezgi ve bilinç temelli | Felsefi, semantik ve bilinç temelli |
Deneysel Model | Kuantum tabanlı bilinç benzetimi bir ihtimal olabilir ama çok zayıf bir olasılık olarak görülür. | “Çin Odası” düşünce deneyi üzerinden sözdizim-anlam ayrımı yapılır. |
Zihin Algısı | Zihin; estetik sezgi, özgür irade ve bilinçle işler. | Zihin sadece sembol işlemek değildir, anlam üretimi gerektirir. |
Makineye Eleştiri | Makine sanatsal karar veremez; estetik değerlendirme bilinç gerektirir. | Makine anlamadan işlem yapar; dışarıdan akıllı görünse de bilinçli değildir. |
İnsan-Makine Ayrımı | İnsan, belirsiz ve estetik durumlarda özgün karar verebilir. Makine bu sezgiden yoksundur. | İnsan dilin anlamını bilir; makine sadece dili taklit eder. |
Sonuç | Makineler, bilinç geliştirmedikçe insan gibi düşünemez ve estetik algılayamaz. | Sözdizimi yeterli değildir; bilinç ve anlam olmadan düşünce mümkün değildir. |
7. Özgür irade ve bilinç
Cahit Arf makinelerin düşünebilme sezisinin dönemine göre sadece bir deterministik bir yapı olduğunu savunmuştur, bu düşünce yapısının dönemimizde devam ettiğini görebiliyoruz. Makineler yukarıda bahsettiğimiz estetik yapıya sahip olmamaları bir irade ve bilinç çıkmazı olarak yorumlayabiliriz. Cahit Arf’ın kuantum yapıları buna örnek gösterileblir çünkü kuantum sistemler deterministik olmak yerine belirsizlik ve stokastik yapının üzerine kuruludur. Günümüzde hala bu problemlerin bir tartışma konusu olduğu ve ilerleyen LLM ve NLP sistemlerinin hala bir bilinç yapısına sahip olmaması bunun bir tezahürü olarak değerlendirebiliriz.
Sonuç: Günümüz ile Cahit Arf’ın Perspektifinin Örtüşen-Örtüşmeyen Kısımları
Cahit Arf’ın ortaya attığı çoğu görüş hala geçerliliğini korusa da, bazı kısımlar o çağın imkanlarını aşarak makinelerin sadece bir hesap aracı olmaktan çıkartarak bir bilgi üretme, resim çizdirme, yorum yapabilecek seviyeye gelen LLM’ler ve yapay zeka sistemlerinin oluşmasına imkan sağlamıştır. Ama halen Arf’ın ortaya attığı bilinç, estetik ve özgünlük problemlerine sahip olduğunu görebiliriz. Bunlar bize Cahit Arf’ın düşüncelerinin o zamana göre çok büyük bir cesurluk ve ileri zekanın ürünü olarak değerlendirmemizi sağlar.
Bundan sebeple; Cahit Arf’ın yaklaşımı, teknolojik gelişmelere rağmen günümüzdeki yapay zekâ sistemlerinin sınırlarını sorgulamak için hâlâ geçerli bir felsefi çerçeve sunmaktadır. Özellikle bilinç, anlam üretimi ve estetik değerlendirme gibi alanlarda yapay zekânın hâlâ yetersiz kalması, Arf’ın insan bilinci ve zihninin eşsizliğine yaptığı yönlendirmenin güncelliğini koruduğunu göstermektedir.
Kaynakça
- TRTA Dergisi - Makine Düşünebilir mi? (Cahit Arf, 1958-59)
- Vikipedi - Cahit Arf
- Futurizm.org - Cahit Arf: Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?
- Academia.edu - Alan Turing ve Cahit Arf’ta Düşünen Makine Mümkün müdür?
- Coderspace Blog - Yapay Zekânın Tarihi: Dünden Bugüne Yapay Zeka
- TÜBİTAK Bilim ve Teknik Özel Sayı (Wayback Machine)
- Milliyet Arşiv - Cahit Arf Kimdir? (Wayback Machine)
- TCMB Resmi Biyografi PDF (Wayback Machine)
- Wikipedia - Chinese Room (John Searle’ın Deneyi)
- Mustafa Burak Kaya - Makine Düşünebilir mi? (Cahit Arf Yorumu)
- Evrim Ağacı - Alan Turing’in “Makine Düşünebilir mi?” Makalesinin Türkçe Tam Çevirisi
Görsel Kaynakça
- Görsel 1
- Görsel 2